UZAYDA YAŞAYABİLEN TEK CANLI
Boyu en fazla 2 milimetreyi geçmeyen 8 ayaklı omurgasız minik hayvancık DarkOliveGreen]tardigradlar", uzay boşluğunda ve radyasyonunda hayatta kalmayı başardı.

Yaklaşık bir yıl önce yapılan ve sonuçları dünkü [DarkSlateGray]Current Biology dergisinde yayımlanan araştırmada, ilk kez bir hayvanın uzay boşluğunda böyle bir denemeye tabi tutulduğunun altını çizen bilim adamları, geçen Eylülde bir Rus Soyuz füzesiyle fırlatılan Avrupa uzay aracı FOTON-M3'teki 270 km irtifada uzay boşluğuna bırakıldıklarını belirttiler.

43 deneyden birisi olan bu araştırma sonrasında Dünya'ya dönen kapsüldeki tardigradların büyük bölümünün, sadece uzay boşluğuna değil, dünya ortamından en az bin kat fazla ve yaşayan organizmaların büyük bölümü için öldürücü ultraviyole (mor ötesi) ışınlarına dayanmayı başardıklarını gören bilim adamları, minik hayvancıkların suyla temas eder etmez hiçbir biyolojik değişiklik göstermeden derin uykularından (hibernation) uyandıklarını ve hatta normal şekilde çoğalmaya başladıklarını fark ettiler.

Araştırmaya katılanlardan İsveç'in Kristianstadt Üniversitesi'nden İngemar Jönsson, "Bu hayvancıkların, uzay boşluğunun bu kadar aşırı koşullarına maruz kalmalarına rağmen yaşamayı başarmaları bir gizem" diye konuşurken, bilim adamları, bu yaratıkların böylesine dayanıklı olmalarını hücresel adaptasyonlarına bağlıyorlar.
Sıfırın altında dereceden artı derece sıcaklığa kadar dayanabilen bu hayvancıkların ayrıca atmosferin 300 katıbasınçtan da etkilenmedikleri görüldü.
Genellikle yosun ve likenler doğal yaşam alanları olan tardigradlar, çok uzun süre, bazen yıllarca susuz kalmaya ve kuraklığa dayanabiliyor, bitki ve suyun bulunduğu her yerde toprakta, denizlerde ve tüm enlemlerde yaşayabiliyorlar.

Bilim adamları şimdiye dek, başka küçük hayvancıklarla ve döküntülerle beslenen 600 ayrı tür tardigrad tespit ettiler. Bazılarının ağızlarında iğne biçimli bir hortumla sebzelerin içindeki suyu emdikleri görüldü.
GERÇEK SOYKIRIMLAR
Türkiye yıllardır üzerindeki "Biz soykırım yapmadık" savunma psikolojisinden kurtulup karşı siyasi tavrını belirleyemedi.
Bu gün dahi soykırım konusunu kendi siyasetlerine alet eden ülkeler çıkarları doğrultusunda parlamentolarına veya meclislerine getirdiklerinde bizde otomatik olarak savunmaya geçiyoruz. Halbuki tüm gerçekleri o ülkelerinde bildiklerine eminiz. Çünkü tarih böyle söylüyor...
İşte geçmişte yaptıklarından birkaç örnek!
Amerika'nın keşfinde bu kıtada yaşayan 100 milyon Kızılderili bu gün nerede?
-Amerika'ya göç eden 120 bin Japon, 1944 de 9066 sayılı kararnameyle Başkan Roosevelt tarafında casus suçlamasıyla sürgüne gönderildi.
2-2. Dünya Savaşında yenilen Almanlar, 1945 yılında hızla geri çekildiler. Amerikalılar ve İngilizler, savaş bitmesine rağmen öç almak adına Dresden şehrini iki gün iki gece bombaladılar. Napalm bombalarıyla yakılan şehirde 2 günde 200 bin kişi öldü.
3-Amerika 1976 yılında Vietnam'dan çekilirken geride 2.5 milyon ölü bıraktı. Buna rağmen rambo filmleriyle katliamı destanlaştırdı.
4-Benzer olayı bu gün Irak yaşıyor. Yaklaşık 1 milyon Iraklı öldü.
5-Cezayir'de sosyal ve kültürel asimilasyonu tamamlamak isteyen Fransa, 1962 yılına kadar katliamlarını sürdürdü. Fransa Cezayir'den çıkarken geride 1.5 milyon ceset bıraktı.
6-16 ve 17.y.yılda ekonomik ve siyasi krizlerinden kurtulmak isteyen ülkeler, özellikle Avrupa ülkeleri sömürge ülkelerden köle ticaretine başladılar. Milyonlarca insan yurtlarından oldu. (Kökler filmini hatırlayın).
7-Avustralya yerlilerinin soykırımı 1878 yılında İngilizlerin Avustralya'lı yerlilere (Aborjinler) uyguladığı sistematik soykırım tam 60 yıl sürdü. Yüz binlerce yerli öldürülerek topraklarına el kondu. Yüz binlere çocuk ailelerinden alındı ve başka yerlere ucuz işçi olarak götürüldü.
8-Hitler Dönemi:Mükemmel Alman ırkı hedefiyle, 1.5 milyon Çingene, 6 milyon Yahudi, toplama kamplarında topluca katledildiler.
9-1768 - 1774 yılları arasında, Osmanlı-Rus Savaşları yaşandı ve imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kırım, Osmanlı'dan kopartıldı. Ardından sürgünler başladı. 1800'lü yıllar boyunca devam eden sürgünlerde, 1.5 milyon Kırım Türk'ü, vatanlarından uzaklaştırıldılar. Ancak asıl dram 1944'te yaşandı. 2.Dünya savaşı sonrası Stalin'in emri ile, 420.000 kişi vagonlara doldurularak sürgüne gönderildi. Bir kısmı da teknelere bindirildi ve çoğunun tekneleri Karadeniz'de batırıldı. Bir ay süren vagon yolculuğunda kimsenin vagonlardan inmesine izin verilmedi ve 200.000 kişi hayatını kaybetti. Gittikleri yerlerde yıllarca acı çeken Kırım Türkleri hala geri dönmek için çaba harcıyorlar. Kırım Türkleri' ne uygulanan soykırım kendilerinden sonra kültürel olarak da devam etti. Türk evlerinin hepsi yıkıldı. Camiler yakıldı. Mezarlar söküldü. Kırım lehçesi ile yazılmış bütün eserler, tarihi vesikalar, klasik kitaplar yakıldı, bağlar-bahçeler tahrip edildi. Kırım tarihi, düzmece tarihçiler tarafından yeniden yazıldı.
10-Balkan göçleri:19. asrın sonunda Balkanlarda 4 milyon Türk yaşıyordu. Osmanlı İmparatorluğunun dağılma sürecinde, katliamlar nedeniyle önemli bir kısmı İstanbul'a ve Anadolu'ya göç etti. Balkan göçlerinde ve katliamlarında çok sayıda Müslüman Türk hayatını kaybetti. (1829'da Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanmasıyla Mora'daki Türkler göçe zorlandı. Bu arada 20 bin Türk katledildi.) Bugün Balkanlarda 500 bin Türk yaşıyor.
11-4.asır Ortadoğu'yu huzur ve barış içinde yöneten Osmanlı, bu topraklardan çekilince, kaos başladı. 8. asırdan beri Kerkük ve diğer vilayetlerde bir barış ve denge unsuru olarak bulunan Türkmenler, ilk kez 1924 yılında işgalci İngilizler tarafından katledildiler. Katliamlar 1946 ve 1959'da devam etti. 1980'de ise Türkmen liderler topluca katledildi. 1991'de Saddam tarafından topluca öldürülen Türkmenler, son olarak Telafer'de ABD güçleri tarafından katledildiler.
12-Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklere karşı uyguladığı soykırımların anıları ise hala çok taze. Kıbrıs'taki ilk etnik saldırılar 1912 yılında (Osmanlının önemli ölçüde güç kaybettiği dönem) başladı. Ardından siyasal, sosyal ve ekonomik boykot ve baskılar başladı. İkinci Dünya Savaşında, bu psikolojik saldırı altında Kıbrıs Türklerinden 14.000'i İngilizler tarafından adadan alındı ve Rumlarla birlikte Almanlara karşı savaştırıldı. (Kendilerine adada Türk varlığının tesis edilmesi sözü verildi.) 1952'de EOKA kuruldu. Makaryos liderliğindeki bu terörist örgüt, adayı Yunanistan'ın bir parçası yapmak istiyordu. 1963-1964 yıllarında terörist saldırılara hız verildi. Yüzlerce köy basıldı. Binlerce insan katledildi, yerlerinden edildi.
13-Yunanistan'ın Batı Trakya Türklerine karşı uyguladığı etnik ve kültürel soykırım, 1923 yılından beri devam ediyor. Bu baskılar nedeniyle, batı Trakya' dan göç eden Türk soydaşımız 400 bini buldu. Kendi okullarını açamayan, kendi derneklerini kuramayan, kendi müftülerini seçemeyen, sosyoekonomik olarak baskı altında tutulan Batı Trakya Türkleri, hala önemli sıkıntılar yaşıyorlar
14-Bulgarların Müslüman Türklere karşı uyguladığı etnik ve kültürel soykırımise, son yılların en dramatik örneği idi. 9 milyon nüfuslu Bulgaristan'da, 1.5 milyon Müslüman Türk yaşıyordu. 1970 yılında başlayan yeniden doğuş projesi ile, 20 yıl süren bir zulüm dönemi başladı. Türk ve Müslüman adları değiştirildi. Türkçe eğitim veren okullar ve Türkçe çıkan gazeteler kapatıldı. Camiler kapandı, yıkıldı. Çocukların sünnet olması yasaklandı. Mezar taşları tahrip edildi. Müslümanların bayramlarını kutlamaları engellendi. Kadınların elbiselerindeki motiflere bile yasak kondu. Türklerin yoğun yaşadığı bölgelere askeri birlikler gönderilerek psikolojik tahribat yapıldı. Bunlara direnenler toplama kamplarına gönderildi (Belene). Gösteri yapanlara ateş açıldı. Çok sayıda gösterici öldürüldü. Ve 360.000 Türk zorunlu olarak Türkiye'ye göç etti.
15-Srebrenitsa Katliamı: İkinci Dünya savaşından sonra bütün dünyanın seyirci kaldığı Avrupa'nın ortasında yapılan en büyük katliam. Bir günde 8 bin Müslüman Boşnak katledildi.
11 Temmuz 1995'te yaklaşık 8 bin Boşnak, Birleşmiş Milletler barış gücü askerlerinin denetiminde olmasına rağmen, Srebrenitsa'da Sırp güçleri tarafından öldürülmüştü.
(Kaynak:ntvmsnbc
16-Azerbaycan Hocalı'da ise yakın tarihin en vahşi katliamlarından biri yaşandı. Azerbaycan topraklarının % 20'sini işgal eden Ermeniler, 1.5 milyon Azeri'yi yurtlarından ettiler. 26 Şubat 1992'de Hocalı'ya girdiklerinde ise, 3.000 kişilik kasaba nüfusunun 613'ünü, bir gecede hunharca katlettiler. (Kaynakr.Turhan ÇÖMEZ).
Yukarıda kısa başlıklar halinde sıraladığımız katliamların daha niceleri tarih sayfalarında yer almaktadır. Sıraladığımız 16 tarihi katliamın yarısı Anadolu ve çevresinde meydana gelmiştir.Aşağıda dört ayrı zaman ve dört ayrı olayda öldürülen çocuklara iyi bakınız..
Başka yoruma gerek varmı?
Soykırım naraları atanlara ithaf olunur.
bu vahşete bir tanede ben kendim ekliyeyim...
2. dünya savaşında ruslara karşı almanyanın yanında bağımsızlıkları için savaşan onca türk kardeşlerimiz (türkmen azeri kırgız özbek...) savaş bitiminde yenilen almanyaya avrupaya kaçtılar... çünkü rusyanın lideri stalin türkler için idam kararları çıkarmıştı...(almanyanın yanında savaşa girenler için) Almanya 2. dünya savaşında yenik düştüğü için Rusyanın kendisinden istediği Türkleri rusyanın savaş esiri olarak göndermeyi kabul etti. ve daha bir çok avrupada bulunan ülkeler ruslara karşı savaşmış olan türkleri rusyaya vermeye kabul etti ve savaş esiri türkler rusyaya doğru trene bindirilerek idam yolunda gönderildiler. hepsi ölüceklerini biliyorlardı çünkü idam kararı çoktan çıkmış ve trende askerlerin gözetemi altında birer savaş esiriydiler. Polanya'dan yada adını hatırlayamadığım bir avrupa ülkesinden bazı sorunlar nedeniyle geçemeyen bu tren türkiye üzerinden rusyaya gidecekti. trendekiler için bir umut olmuştu bu. çünkü türkiye tek bağımsız türk devletiydi ve onlar türk kardeşlerinin yanından geçiceklerdi. belkide türkiye onları vermiycekti rusyaya. herkes bunu düşünüyordu. ama öyle olmadı malesef. Tren Türk topraklarından sadece geçip gitti. Sadece ve sadece Türk Mehmetçiğinin bakışları ve ağlayışlarıyla haykırışlarıyla sessizce gitti. Kilitli vagonları açamamıştı mehmetçik. çünkü böyle bir emir gelmemişti. o tren rusyaya gidecekti çünkü...! kimse hiç bişey diyemedi. Trendeki Türk kardeşleri Mehmetçiğe bir ömür boyunca Mehmetçiğin içini acıtıcak bakışlar arasında gözlerden kayboldular. Mehmetçiğin gözlerinden yaş hiç gitmiyordu. Kardeşlerini bile bile göz göre göre ölüme giderken seyretmek onlara çok ağır geliyordu. ve sonunda tren rusyaya ulaştı ve binlerce Türk idam edildi...!
(Eyy İsmet İnönü sen değil miydin bu vatanın kurucularından... sen değil miydin yunanı 2 kez mağlup eden...? Sen değil miydin Atatürk'ün en büyük dostu olan... Peki sen niye Türk kardeşlerimizi ölümle baş başa bıraktın?